- camekânlı
- застеклённый; стекля́нный
Büyük Türk-Rus Sözlük. 2014.
Büyük Türk-Rus Sözlük. 2014.
camekânlı — sf. Camekânı olan (yer) Çocuklar aşağı inmişler, camekânlı merdiven kapısının arkasına üşüşmüşlerdi. R. N. Güntekin Birleşik Sözler camekânlı kutu … Çağatay Osmanlı Sözlük
camekânlı kutu — is. Televizyon Dünya futbol turnuvası, bir aydır tüm dünyayı camekânlı kutu önünde topluyor. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
kaporta — is., İt. boccaporta 1) Otomobilde kaput veya ön kapak 2) Motorlu taşıtları örten, genellikle sacdan yapılmış örtü 3) den. Gemi içinin aydınlanması ve hava alması amacıyla güvertede açılmış bulunan camekânlı yer 4) mec. Kişinin yüz, giysi,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kutu — is., Rum. 1) İnce tahta, mukavva, teneke, plastik vb.nden yapılmış, genellikle kapaklı kap Enfiyesini, üstü mineli bir kutudan çekerdi. A. Ş. Hisar 2) sf. Bu kabın alabildiği miktarda olan Bir kutu lokum. 3) Elektrik veya telefon tellerinin… … Çağatay Osmanlı Sözlük
yazıhane — is., T. yazı + Far. ḫāne 1) Yazı ve danışma işlerinin yürütüldüğü iş yeri, büro Yazıhaneye girdi, kâtiple camekânlı bölmede konuşuyor. R. H. Karay 2) Yazı masası Ufak bir odaydı burası, köhne iki maroken koltuk, birkaç tahta iskemle, iki ucuz… … Çağatay Osmanlı Sözlük